TÜRKTOB

Sosyal Medyada
Birliğimiz

ÇİFTÇİ TV - SAVAŞ AKCAN - AHMET DÜNDAR - TÜRKTOB - SÜSBİR - TARIMDA BİR UMUT - FLOWER SHOW 2019

KAPAK_WEB_CIFTCI_TV_TARIMDA_BIR_UMUT_FLOWER_SHOW_SAVAS_AKCAN_AHMET_DUNDAR

"ÜRÜNLERİMİZ AVRUPA STANDARTLARINDA"

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) ve Ekonomik İş Birliği Teşkilatı Ülkeleri Tohumcular Birliği (ECOSA) Başkanı Savaş AKCAN ve Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği (SÜSBİR) Başkanı Ahmet DÜNDAR, 11. Uluslararası Flower Show Süs Bitkileri Peyzaj ve Yan Sanayileri Fuarı sırasında Çiftçi TV'de ekranlara gelen "Tarımda Bir Umut" programına konuk oldu.

TÜRKTOB ve ECOSA Başkanı Savaş AKCAN, süs bitkileri sektörünün ülkemizde son 20 yılda gelişme gösterdiğini ancak buna rağmen önemli bir katma değer sağlandığını belirtti.

Süs bitkileri sektörünün verim ve katma değer avantajının; istihdam, ticari hareketlilik, ekonomik güç gibi olumlu başlıklar açtığını vurgulayan TÜRKTOB ve ECOSA Başkanı Savaş AKCAN, “Girdi maliyetlerinin artışına rağmen ihracata yönelik üretime devam edilmesi sektörün önünün açık olduğunun göstergesidir.” dedi.

“Dışarıda 10 EURO'luk bir ürün ülkemizde 10 TL'ye mal oluyor. Bu durum ihracatta bizim için muazzam bir fiyat avantajı sağlamaktadır.” diye konuşan TÜRKTOB ve ECOSA Başkanı Savaş AKCAN, “Bu veriler ışığında bu fuar süs bitkileri sektörü açısından kendimizi Avrupa'ya tanıtmak, dış pazarı tanımak, anlamak için çok önemli. Bu fuar ile ayrıca sektörümüz gelişmeleri yakından takip etme imkânı buluyor.” şeklinde konuştu.

Üretimdeki sorunlar ve çözüm yolları hakkında da konuşan AKCAN, “Süs bitkileri sektörü olarak karşılaştığımız en büyük sorun arazi sıkıntısıdır. Ürünlerimiz yıllara dayanan bir emekle ortaya çıkıyor. 3, 5, 10 yılda üretilen bitkilerin fiyatlandırması, maliyetleri de farklılık göstermektedir. Bizim 2, 5 yıllık değil 15 yıllık arazilerde üretim yapmamız gerekiyor ki uzun süreli olgunlaştırılabilmiş, büyütülmüş fidanları pazara sunabilelim. Ülkemizdeki arazi kullandırma politikaları çok değişkenlik göstermekte. Şehrin çok dışındaki bir tarım arazisini kiraladığımız zaman o araziye sulama sistemi kuruyoruz, tesviye çalışması yapıyoruz, personel için barınma mekânları kuruyoruz ki, bu kadar emekten sonra 4 yıllık süre zarfında arazi şehir içinde kalınca imara açılıyor ve bizim orada üretim yapmamız mümkün olmuyor. Bu durumda yaptığımız yatırımı oradan söküp taşıma şansımız da olmuyor. 4-5 yıllık fidanları da satmak durumunda kalınca hedeflediğimiz geliri elde edemiyoruz. Bu durumda hem talep edilen 10 yıllık yetişmiş fidan talebini karşılayamıyoruz hem de yaptığımız yatırımın karşılığını alamıyoruz. Bu noktada devlet devreye girerek bize destek olmalı.

2019'un Şubat ayında Tarım ve Orman Bakanımız Bekir PAKDEMİRLİ orman dışı alanların süs bitkisi üreticilerine tahsisi konusunda bir söz verdi ki bu bizim için çok önemli bir adımdır.

Üretime yapacağımız yatırımı araziye ayırmamızın doğru olmayacağı gerçeği ortadayken, imara açılmayacak, orman vasfını yitirmiş olan orman kenarındaki arazilerin sektöre uzun süre kullandırılması, sektörün çok önemli bir sorununu çözmüş olacaktır. Eğer bu sorun devlet tarafından uzun vadeli olarak sektörün ihtiyacına göre çözülürse büyük bir problem aşılmış olacak.

Yurt dışında, İtalya, Hollanda gibi ülkelerde üreticiler dedesinden kalan fidanlıkları işletiyor. Yani dedelerinin diktiği ağacı satıyorlar ki bu muazzam bir gelişimin göstergesidir. Bizim de bunu sağlamamız için yerleşik arazi düzenini oturtmamız lazım. 3-5 yılda bir arazi değiştiren süs bitkisi üreticileri bu şartlara rağmen rekabet için çabalıyor." ifadelerini kullandı.

Kamu kurumları tarafından yerli ve milli süs bitkisinin daha az tercih edilmesinin nedenleri hakkında da açıklama yapan TÜRKTOB ve ECOSA Başkanı Savaş AKCAN, "Süs bitkisi sektörü en büyük cirosunu %60-70 seviyesinde kamu kurumlarından elde etmekteydi. Kamu kurumları şu anki desteği vermiş değillerdi. Bu durumda sektör hedeflediği cirolara ulaşamayınca yatırım yapabileceği imkânı bulamadı. Bu durumda kamu kurumları ihtiyaçlarını ithalatla gidermeye başladı. Bizim yerimize Avrupalı üreticiler bu imkânı kullanmaya başladı.

Son yıllardaTÜRKTOB ve SÜSBİR'in yerli ürün kullanılması yönündeki ciddi girişimleriyle kamu kurumları 100 üründen 40 kadarını yerli seçmeye başladı. Bu alımlar üreticinin yatırım yapmasını sağladı ve bu şekilde kamu alımlarının %70’ini yerli ürünler oluşturmaya başladı. Fuarı gezdiğinizde ürünlerimiz ithal ürünlerin kalitesinde. İthal ürünlere göre %70 daha ucuz olan ürünlerimiz ile her kalemde Avrupa standardını yakalamayı başardık.

Serbest piyasa koşullarında ticaret yaptığımız bir ortamda ithalata karşı değiliz ama bizde olan bir ürün dışarıdan alınmasın istiyoruz ki böylece paramız ülkemizde kalsın, kendi üreticimiz kazansın ve yatırım yaparak üretmeye devam edelim.

2019'da ithalatımız 50 milyon dolarda kalırken, ihracatımız 90 milyon doları aştı. Bu muazzam bir artış." dedi.

11. Uluslararası Flower Show Süs Bitkileri Peyzaj ve Yan Sanayileri Fuarı'na katılan SÜSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet DÜNDAR da önemli açıklamalarda bulundu.

Başkan DÜNDAR, önceki yıllara göre fuara katılımın daha az olduğunu aktardı.

Başkan DÜNDAR, ekonomideki durgunluğun üreticilerin moralini bozduğunu belirterek, buna rağmen fuarın düzenlenip çok sayıda üreticinin, firmanın fuara katılım sağladığına dikkati çekti.

Başkan DÜNDAR, gelecek yıllarda ekonominin düzeldikçe fuara olan ilginin katlanarak artacağına olan inancının da tam olduğunu sözlerine ekledi.

Bu bakış açısıyla sektörün daha iyiye gideceğini ifade eden Başkan DÜNDAR, “Dünya ticaretinden aldığımız payı arttırırsak işlerimiz düzelecek.  Bunun için ihracat pazarlarımızı geliştirmemiz gerekiyor. Bunun için de önce kendimize bir çeki düzen vermemiz gerekiyor. Ürettiğimiz ürünleri ihracat pazarlarının taleplerine cevap verecek şekilde daha kaliteli hale getirmemiz gerekiyor. Bu seviyeye ulaştık. Bundan sonra da ihracat pazarlarını takip etmeye devam ediyoruz.

Biz SÜSBİR olarak uluslararası fuarlara; ihracat yapan, yapmak isteyen üreticilerimizle katılıyoruz. Bizim SÜSBİR Portalımız var. www.susbirportal.com ile Türkiye'deki üreticilerin tamamının ürünlerini; Avrupa'da 700 alıcıya, Ortadoğu'da 25 alıcıya, Türk Cumhuriyetlerinde 30 alıcıya açarak pazarı ayağımıza getirmiş olacağız. Yani burada önce üretim yapmak sonra da pazara ulaşmak işlerimizi çok daha iyi noktalara getirecek." dedi.

Sitemizdeki Diğer Videolar