BİSAB BAŞKANI SELAMİ YAZAR: "YAŞAM SÜRDÜKÇE BİTKİ ISLAHI DEVAM EDECEK"



TGRT Ekonomi Müdürü Celal Toprak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen Yeni Dünya Düzeninde Tarım ana temalı panelde konuşan BİSAB Başkanı ve TÜRKTOB Başkan Yardımcısı Selami Yazar, dünya nüfusunun hızla arttığını, üretim alanlarının azaldığını, 2050 yılında dünya nüfusunun %70’inin şehirlerde %30’unun kırsal alanda yaşayacağının tahmin edildiğini ifade etti.

Yazar, ‘’ %30’luk bu kırsal nüfus gıda ihtiyacını karşılamak zorunda. Kısa vadede tahıl üretiminin 2,1 milyar tondan 3 milyar tona, et üretiminin ise 200 milyon tondan 470 milyon tona çıkması gerekiyor. Birim alandan daha çok verim almak şart. Bunu sağlamanın yolu bitkisel üretimin temeli olan tohumdan geçiyor.’’ dedi.  

Yazar, panelde sorulara verdiği yanıtlarla birlikte özetle şöyle konuştu:

‘’Tohum denilince sadece buğday, arpa tohumu anlaşılıyor. Oysaki bütün çoğaltım materyallerinin canlı kısmı tohumdur. Tarla bitkileri, bahçe bitkileri, süs bitkileri, orman ağaçları, yumrular, aşı gözleri gibi tüm materyaller tohumluk olarak değerlendirilir.

Tohumluk dediğimizde belli bir aşamadan geçmiş, her tür için yayınlanmış özel mevzuatlardaki şartları sağlayan sağlıklı, sertifikalı tohum anlaşılmalıdır. Hasadı yapılan ürünün kendisi tohumluk değildir, o adı üstünde üründür. Tohum üretmek özel bir iştir, bilim ve itina ister.

***

Tohumculuk sektörü çok büyük bir üretim koludur, bitki çeşidinin geliştirilmesiyle başlar. Tohumculuk sektörünün temeli bitki ıslahıdır, dolayısıyla bitki ıslahçısıdır. Gen kaynaklarımızı en iyi şekilde kullanmaya gayret gösteriyoruz. Bitki ıslahçılarının yoğun çabaları sonucu verimlilik her geçen yıl artıyor. Islah edilen bitli çeşidini değerlendiren firmalarımız sektörün bir diğer bölümünü oluşturur. Belli şartlar ve kurallar dâhilinde tohumu çoğaltan bir üretim koluyuz. Diğer yandan bu işin tanıtım, pazarlama ve satış aşamaları var. Bunların hepsi bir mevzuat bütünlüğü içerisinde yapılıyor.

***

Dünya tohumculuk tarihine kısaca bakacak olursak; önceleri ürünün kendisinin tohum olarak kullanıldığını ve sınırlı bir verimlilikle üretim yapıldığını görüyoruz. 19. yüzyıldan itibaren Amerika ve bazı Avrupa ülkeleri tohumculuk endüstrisini geliştirmeye başlamışlar. Aynı dönemlerde bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sektörün önünü açtığını görüyoruz ve bu süreç hâlâ devam ediyor.

***

Dünya tohumculuk sektörü yaklaşık olarak 50 milyar dolarlık bir ciroya sahip. 12 milyar doları ABD, 10 milyar doları Çin, 2,1 milyar doları Fransa. Ülkemizin yaklaşık 750 milyon dolarlık bir ciro ile dünyada 11. sırada olduğunu görüyoruz.

***

Ülkemizin tohumculuk tarihine kısaca bakacak olursak, Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, 1925 yılında, çiftçimizin kaliteli tohumluk ihtiyacının karşılanması için tohum ıslah istasyonlarının kurulduğunu görüyoruz. 1950’de TİGEM üretme çiftlikleri kuruluyor. Ardından, özellikle 1980’li yıllardan sonra özel sektör her alanda tohumculuk sektörüne giriyor. Uluslararası kuruluşlara üyelik sürecini, sektörü düzenleyen yasalar ve Türkiye Tohumcular Birliği ve Alt Birliklerinin kuruluşu izliyor. Tohum ıslahından pazarlamaya, çiftçiye ulaşan son noktaya kadar örgütlü bir sektörüz.

***

İhracatımızın ithalatı karşılama oranı %130. İhracatçı bir sektörüz.  Kendi tohumculuk ihtiyacımızın %90’ını karşılıyoruz.

***

7 bin yıllık buğday söylemleri yalandır. Bu işten haksız kazanç sağlayan kesimlerin açıklamalarına itibar etmeyiniz. Aynı konu kromozom sayıları konusunda da geçerli. Bu da tamamen yanlıştır. Doğru bilgileri TÜRKTOB’dan, bizden alın. Buğdayımızın genetiği ve kromozom sayılarıyla oynanmamıştır. GDO ile Hibrit teknolojisinin bir ilgisi yoktur. Türkiye’de GDO’lu tohum üretilemez, ithal edilemez, ekilemez. Biyogüvenlik Kanunu’nda bu suçun cezası hapistir.

***

CRISPR yöntemi en basit ifade ile bitkinin kendi içindeki kromozomların yerlerini değiştirmektir. Dünya bunun genetik ile müdahale olup olmadığını tartışıyor.

9 Haziran 2022 - Adana

Benzer İçerikler