Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan, tohumculuğun her biri ayrı ekonomik etkinlik dalı olan; bitki ıslahı, yetiştiricilik, sanayi, dağıtım, pazarlama ve satış ile ihracat-ithalat süreçlerini kapsayan dev bir sektör olduğunu vurguladı.
2008 yılının sonunda kurulan ve bugün 71 bin üyeye ulaşan Türkiye Tohumcular Birliğinin konu alanının sadece tohum olmadığını, meyve fidancılığını, sebze fideciliğini ve süs bitkilerini de kapsayan geniş bir yelpazede hizmet verdiklerini kaydeden Akcan, ‘’Türkiye’de 2000 yılında 145 bin ton olan üretim, Birliğimizin kuruluşu, özel sektörün gayreti ve tarım ve Orman Bakanlığımızın sertifikalı tohum kullanım ve üretim desteklerinin etkisi ile 2021 yılında 1 milyon 325 bin tona ulaşmıştır.
Fide, fidan ve süs bitkisi üretimlerinde de büyük artışlar görülmüştür.
2016 yılında yaklaşık 138 milyon adet olan meyve fidanı üretimi 2021 yılında 279 milyon adede,4 milyar adet olan sebze fidesi üretimi 5 milyar 500 adede yükselmiş, ayrıca 200 bin adet artışla 1 milyar 710 bin adet süs bitkisi üretilmiştir.’’ dedi.
Akcan, ihracat konusunda şu bilgileri verdi. ‘’2021 yılı sonunda fidanda %415, süs bitkilerinde %300 dış ticaret fazlamız vardı. Tohumda %10’luk bir açığımız kalmıştı, onu da kapattık ve artıya geçtik.
Tohumculuk sektörü 2018 yılından itibaren dış ticaret fazlası veren, toplamda ihracatın ithalatı karşılama oranı 2021 yılı sonu itibarıyla %131 olan bir sektör konumuna geldi.
TOHUMUN İZİNDE VE YEREL ÇEŞİT BAHÇESİ PROJELERİMİZ SEKTÖRÜMÜZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan, TÜRKTOB olarak Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte Tohumun İzinde ve TÜRKTOB Yerel Çeşit Bahçesi Eğitim Projelerini yürüttüklerini hatırlattı.
Akcan, ‘’Bu projeler ile yerel çeşitlerin toplanması, korunması ve gen bankalarımıza kazandırılması ve eğitim için yoğun gayret gösteriyor, kaynak aktarıyoruz. Son 3 yılda 350’ye yakın yerel çeşidimizi gen bankamıza kazandırdık. Ana sınıfından liseye kadar 1500’e yakın öğrencimize de eğitim verdik.’’ dedi.
MÎLLÎ TOHUMCULUK İÇİN DAHA ÇOK AR-GE DESTEĞİ ŞART
Bitki Islahçıları Alt Birliği (BİSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Selami Yazar, her ülkenin gıda güvenliği ve güvencelerini sağlayabilmesinin kendi tohumlarını üretmelerine bağlı olduğunu kaydetti.
Türkiye’de 1880’li yıllarda başlayan bitkisel araştırma geliştirme çalışmalarının Cumhuriyet Dönemi’nde hız kazandığını, 2006 yılında yayınlanan Tohumculuk Kanunu ile kurulan BİSAB’ın bu ivmeyi daha üst noktalara çıkardığını kaydeden Yazar, ‘’ Bugün Tarım ve Orman Bakanlığından araştırıcı kuruluş yetkisi firma sayımız 300’e yaklaştı. Her geçen yıl kendi milli çeşitlerimizi artırıyoruz. Ülkemiz tohumculuk sektörünün yakalamış olduğu başarının sürdürülebilirliği için tohum firmalarının kendi çeşitlerini ıslah etmek amacıyla daha çok yatırım yapmaya başlaması bir zorunluluktur. Ancak, ıslah çalışmaları uzman ıslahçı, yeterli alet ve donanım, ekipman gerektiren, süreklilik arz eden ve pahalı çalışmalardır. Bu nedenle milli gelirden tarımsal AR-GE’ye verilen pay artırılmalıdır.’’ dedi.
Sermaye birikimlerini yeni sağlamış yerli tohumluk firmalarının dünyada faaliyet gösteren diğer firmalar ile rekabet edebilmeleri için ortak ıslah çalışmaları ile güçlerini birleştirmesi gerektiğini kaydeden Yazar, ‘’ Artık ülkemizde tohumluk üretimine, kullanımına verilen desteğin yanında değişik destekleme modelleri ile ıslah projeleri desteklenerek milli çeşit geliştirme çalışmaları teşvik edilmelidir.’’ ifadelerini kullandı.
FİDANCILIKTA TESCİL SORUNU ÇÖZÜLMELİ
Fidan Üreticileri Alt Birliği (FÜAB) Yönetim Kurulu Başkanı Hurşit Nallı, fidancılık ve meyvecilik sektöründe yıllardır çözülemeyen tescil sorunu ile ilgi açıklamada bulundu.
Nallı, “ Fidancılıkta kayıtlı çeşitlerin üretimine izin veriliyor ancak kayıt işlemi için o çeşidin ıslahçısından yetki belgesi alınması gerekiyor. Bir çeşidin ıslahçı hakkı kapsamına girebilmesi için ise ülkemizde bir yıldan, diğer ülkelerde ise 6 yıldan daha uzun süredir ticarete sunulmamış olması gerekiyor, yani yeni bir çeşit olması şartı aranıyor. Ancak tescil yönetmeliğindeki ‘ıslahçı yetki belgesi’ şartı nedeniyle, biz ülkemizde koruma altına alınamayacak, yani ıslahçı hakkı olmayan çeşitlerde de ıslahçıya ekstradan hak ve yetki tanıyoruz.
Ülkemizde ve uluslararası piyasada talep edilen meyve fidanlarının hepsi son bir yıl içinde yeni geliştirilen çeşitler olamayacağına göre bize sadece iki seçenek kalıyor. Ya bu fidanları ithal etmek zorunda kalıyoruz ya da tescilsiz üretim yapılıyor. Bu durum ihracatta ve yurt içinde meyve bahçesi kurulurken çok sayıda teknik ve hukuki soruna neden oluyor." dedi.
FİDE SEKTÖRÜ EKONOMİK KRİZE RAĞMEN BÜYÜYOR
1995’li yıllarda hazır fide ile tanışan örtü-altı sebze üreticisi 2008 yılında 41 üye ile kamu niteliğinde bir sivil toplum örgütü olan Fide Üreticileri Alt Birliğini (FİDEBİRLİK) 41 üye ile kurdu.
2010 yılında 70 üyeye ulaşan FİDEBİRLİK aynı yıl 2.500 dekarlık üretim alanına ulaştı. 2022 yılı sonu itibariyle 210 üyesi olan FİDEBİRLİK üyelerinin fide üretim miktarının, sektör değerlendirmesine göre 7 milyar adede yaklaştığı tahmin edilmekte. Bugün sera sebzeciliğinde hazır fide kullanımı % 100’e yakın ve açık tarla sebzeciliğinde ise % 70’lere ulaşmış durumda.
FİDEBİRLİK Yönetim Kurulu Başkanı M. Kayhan Yıldırım, Fide sektörünün son 27 yılda önemli bir gelişme kaydettiğini yaşamakta olduğu ekonomik krize rağmen büyümeye devam ettiğini vurguladı.
Yıldırım, ‘’ Günümüzde Avrupa Birliğinden İngiltere ve Hollanda gibi ülkelerde faaliyet gösteren büyük ölçekli fide işletmeleri durgunluk dönemine girerken ve hatta işçi çıkartarak kapanmalarını açıklarken, Türk fide sektörü 2021 yılındaki 190 üye sayısını halen yaşadığı bu ekonomik kriz döneminde bile 210 üye sayısına çıkartmış ve bir önceki yıla göre % 10’un üzerinde bir büyüme başarısı göstermiştir.
Bu başarıda işini seven ve çalışanının geleceğini düşünen inançlı iş insanlarımızın rolü ise tartışılmaz bir gerçektir.’’ dedi.
SÜS BİTKİLERİ ÜRETİCİLERİNİN YÜKÜ: %18 KDV
Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği (SÜSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan, ihracatı ithalatının 3 katına yaklaşan süs bitkileri sektöründe KDV’nin hâlâ %18 olmasına bir anlam veremediklerini söyledi.
Akcan, ‘’Dünyada iklim değişikliği, küresel ısınma ve kuraklıkla mücadele politikaları hız kazanırken, diğer yandan iklim değişikliğinin ticaret politikalarıyla bağlantısı da giderek güçlendi. Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat ile tüm politikalarını yeşil dönüşüm temelinde şekillendiriyor. Bu noktada çevre kirliliği ile savaş ve karbon emisyonunun azaltılması için süs bitkileri sektörüne ihtiyaç var. Süs bitkileri sektörü günümüzde artık gıda kadar önemlidir.
Sektörün son dört yıldır yakaladığı ihracat ivmesi artarak devam etmektedir. 2021 yılında 80 milyon dolar ihracat fazlasıyla sektörümüz, 130 milyon dolarlık ihracat yapmıştır.
İhracatın daha da artması, büyüyen şehirlerde nefes alanları yaratmak ve yeşil şehirler oluşturulabilmek için üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması gerekir.
Bunun için %18 olan KDV oranın düşürülmesi şarttır. Cumhurbaşkanlığı Kararı ile tohumculuk sektöründe (tohum, fide ve fidanda) KDV %1 olarak uygulanırken, aynı sektörde olan ve aynı kanunla tanımlanan süs bitkileri sektöründe KDV oranı %18 olan tek sektör süs bitkileri kaldı. Üreticinin omzunda büyük bir yük haline gelen %18 KDV oranının bir an önce düşürülmesi talebimizdir.’’ dedi.
TOHUM NEREDE PLATFORMU BÜYÜYOR
Tohum Dağıtıcıları Alt Birliği (TODAB) Yönetim Kurulu Başkanı Aykut Hacıoğlu, tohumlukları yurt içinde satın alıp, toptan veya perakende olarak pazarlamak amacıyla faaliyet gösteren TODAB üyesi bayilere ve çiftçilere yeni bir hizmet sunduklarını kaydetti.
Hacıoğlu, ‘’ Türkiye’nin her bölgesine yayılmış 7686 TODAB üyesi bayi ile Türk çiftçisine sertifikalı tohumu en iyi koşullarda ve uygun fiyatla ulaştırıyoruz. Ancak bununla yetinmedik ve ücretsiz yararlanılabilen Tohum Nerede platformunu kurduk.
Tohum Nerede tohumluk arayan herkesin, aradığı tohumluğa en kolay yoldan ulaşmasını sağlayan, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş TODAB üyesi bayilerin elindeki sertifikalı tohumlukların bulunabileceği giderek büyüyen bir platformdur. Ayrıca tohumlukları ihtiyacı olan herkesin görebileceği şekilde Tohum Nerede Web sitesi üzerinden tanıtılmasını ve giriş yapan üyeler ile iletişime geçilmesini sağlayan bir uygulamadır.
Üyelerimiz tohumluklarını bu sayede sadece bulundukları il veya ilçe özelinde değil, ülkemizdeki tüm çiftçilere sunabilmektedir. Kullanımı basit olan platformda yapılması gereken, sadece menüden millî çeşit listemizde yer alan tohumlukların tür ve çeşit bazında aramasıdır. Tüm çiftçilerimizi ve bayilerimizi web üzerinden tohum nerede adresine bekliyoruz.’’ dedi.
HEDEFİMİZ DÜNYA TOHUMCULUĞUNDA İLK 5
Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Gençer, “Kendi tohumunu üretebiliyor olmak en az kendi savunma sistemlerine sahip olmak kadar önemlidir. Biz Türkiye tohumculuk sektörü olarak coğrafyamıza ait ürünlerde %100, diğer ürünlerde de %90’ın üzerinde kendi tohumlarımızı üretebilir hale geldik.
Birliğimizin kuruluşunu esas alırsak son 15 yılda sertifikalı tohumluk üretimimizi %800 oranında artırarak 1milyon 325 bin tona ulaştırdık.’’ dedi.
Dünya tohumculuğunda lider ülkeler arasında ilk 5’te olmanın en büyük hedefleri olduğunu vurgulayan TSÜAB Başkanı Gençer, ‘’Bu hedefimize doğru ilerlerken tohumculuk şirketlerimizin AR-GE ayağının güçlü olması büyük önem teşkil ediyor. Ne yazık ki kişi başı 1325 m3 ile su kısıtı yaşayan ülkeler arasındayız. Tohumculuk sektörü olarak daha az suya ihtiyaç duyan, kuraklığa ve değişen iklim faktörlerine dayanıklı çeşitler ıslak etmeye ve yeni çeşitler geliştirmeye çalışıyoruz.
İşin özüne baktığımızda bizler sadece tohum değil, bilgi ve teknoloji üretiyoruz. Bu alanda AR-GE çalışmaları olmazsa olmazımız. Tohumculukta AR-GE’ye yeterli kaynak ayrılması, ARGE yapan özel sektör kuruluşlarının desteklenmesi milli tohumculuğumuza önemli bir yatırım olacaktır.’’ ifadelerini kullandı.
SÖZLEŞMELİ ÜRETİMDE YAŞANAN SORUNLAR YENİ YASA İLE ÇÖZÜLMELİ
Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği (TYAB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler, kamuoyuna yansıyan yeni sözleşmeli üretim modelinin alt yapısının küçük üreticinin haklarını en üst düzeyde koruyacak şekilde hazırlanması gerektiğini söyledi.
Bazı firmaların yetiştiricilerden daha baskın çıkarak mevcut sözleşmelere uymayabildiğini kaydeden TYAB Başkanı Güler, ‘’Sözleşmeli üretimde yaşanan sorunlara karşı ülkemizin ihtiyaç duyduğu sözleşmeli üretim yasası süratle çıkarılmalıdır. Bu yasa ürün ekimini arz talebe göre belirleyecek, üretim planlamasını sağlayacaktır.” dedi.
Tohum yetiştiriciliğinde kullanılması gereken örnek sözleşmelerin TYAB’ın web sayfasında bulunduğunu ve üyelere ulaştırıldığını aktaran Güler, bu sözleşmelere göre yetiştiricilik yapılmasını ve uyuşmazlıklarda TÜRKTOB Hakem Kurulu’nun daha aktif kullanılması gerektiğini kaydetti.
Tohum yetiştiricisi çiftçilerin ayrıca desteklenmesi gerektiğinin de altını çizen Güler, ‘’Tohum yetiştiriciliği, ürün yetiştiriciliğinden daha çok ilgi, bilgi ve donanım gerektiriyor. Ayrıca tohum yetiştiricimizin masrafları daha fazla. Bu nedenle Tarım ve Orman Bakanlığından ek destek talebimiz var. Tohum yetiştiricilerimiz desteklenirse verimli ve kaliteli tohum üretimimiz artacaktır.’’ ifadelerini kullandı.
NB Ekonomi Gazetesi / 28.12.2022