AKCAN: "GIDA BAĞIMSIZLIĞININ TEMELİ MİLLÎ, BAĞIMSIZ, KENDİNE YETEBİLEN TOHUMCULUKTUR"



İlk olarak TÜRKTOB ve Alt Birliklerinin kuruluşu, yapısı ve görevleri hakkında katılımcılara bilgi veren TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan, ardından pandemi ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası değişen üretim, tedarik ve dış ticaret koşullarının dünya ve Türkiye’de tarım ve tohumculuk sektörlerine etkilerini anlattı.

Akcan, ‘’Son zamanlarda yaşadığımız pandemi ve şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ile  beraber dünya çapında bir kriz yaşamaktayız. Bu noktada gıdaya ulaşım ve gıdanın insan hayatı için ne kadar önemli olduğu iyice ortaya çıktı.

Bizce millî bağımsızlığın temeli gıda bağımsızlığıdır. Gıda bağımsızlığının da temeli millî, bağımsız, kendine yetebilen tohumculuktur. Bu temsil ettiğimiz sektörün tamamı için geçerli. Hayvansal üretim de yine bitkisel üretime bağlı ve bu alanda da millî, bağımsız olmalıyız.

Gıda bağımsızlığı derken kendi ıslahçımızın ve ziraat mühendisimizin ortaya koyduğu kıymetin neticesinde üretime katılan değerler bizler için çok çok önemli. Neden? Yarın paramız olsa dahi alamayacağımız yabancı ıslahçıların ürünlerini biz kendi ıslahçılarımızla ürettiğimiz zaman kimseye bağımlı olmayacağımızı çok iyi biliyoruz.

1980'de işe başlamış özel tohumculuk sektörü bugün Türkiye’ye yetebilen bir üretim hacmine sahiptir. Tohumculuk sektöründe millî üretim yapan arkadaşlarımızı tebrik ediyor ve onlara teşekkür ediyoruz.’’ dedi.

Yalanların, yanlışların yayılmasına engel olmak gençlerin vazifesi

Tohum ve tohumculuk sektörü ile ilgili kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan yanlış algılara vurgu yapan Akcan özetle şöyle devam etti: ‘’Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan yobaz, emperyalist güçlerin uşaklığını yapan insanların, bu ülke tohumculuğuna, bu ülke çiftçisine darbe vurma çabasında olduklarını sosyal medyada yaptıkları yalan paylaşımlarla görüyoruz.

Lütfen gerçekleri birinci ağızdan öğrenin ve hatamız olursa düzeltin. Yalanların, yanlışların yayılmasına engel olmak siz gençlerin vazifesidir.

***

Hibrit ve GDO teknolojisi birbiri ile karıştırılıyor. Kendisine tıp doktoru diyen birkaç meşhur hocamız GDO ile hibriti birbirine karıştırıp hibrit teknolojisi ile bitkilerin genetiği ile oynandığı iddiasında. Bunlara TV'lerde karşılığını verebilen kimse yok. Çünkü TV kanalları da sansasyonu çok seviyor, kötü haberi yaymakla ilgili muazzam bir arzuları var.

Sizlerden beklentim, hibrit teknolojisi ile GDO'nun aynı olmadığını her yerde anlatmanız. Bu ülkede GDO'lu tohum üretilemez, satılamaz, GDO'lu ürün üretilemez. Bu ülkede GDO'lu tohum üretene, dağıtana, satana Biyogüvenlik Kanunu gereği 7-12 yıl hapis cezası var. Ama maalesef TV'lerde GDO'lu üretim yaptığı söylenen bir sektörüz.                 

Buğday ve diğer tohumlarda İsrail'e bağımlı olduğumuz iddiası var. İsrail'in coğrafi konumu belli. İsrail'de kaç kilogram buğday üretiliyor da alayım? İsrail de buğday mı var? Biz İsrail'den hıyar ve domates tohumu satın alırız. Geçen seneki ithalat rakamı 9 milyon dolar. İsrail'e hıyar ve domates tohumu satarız. Geçen seneki ihracat rakamı 3 milyon dolar. Ticaretimiz gereği alıyoruz, satıyoruz. İsrail'e bağımlılığımız söz konusu değil.

Dünya ile ticaretimiz devam ediyor. 210 milyon dolarlık ithalat yaparken 190 milyon dolarlık ihracat yapmaktayız.

Sadece tohumda 1 milyar dolarlık bir pazar hacmi var. %20'si ithalat olan bir sektörün bağımlı olduğunu söylemek mümkün değil. %80'i millî olmayan bazı ürünleri millî diye sosyal medyada paylaşanların Türkiye tohumculuğunun millî olmadığını iddia etmesi haksızlıktır, adaletsizliktir.

Artık teknoloji ihraç eder noktaya geldik

Bu ülke topraklarında yetişen tohumlara yerli diyoruz. Türk ıslahçıları tarafından geliştirilen, ana-baba hatları bu topraklarda olan ve bu topraklarda yetişen tohumlara millî diyoruz. Türkiye Tohumcular Birliği olarak süs bitkisinde, fidanda, tohumda son 10 yıldır düsturumuz: Millî tohumculuk. Bunun için mücadele ediyoruz.

Yabancı firmalara karşı değiliz. Onlardan çok şey öğrendik, onlarla iyi iş birlikleri yaptık, teknolojimizi geliştirdik. Artık teknoloji ihraç eder noktaya geldik. Hemen yanımızda Türk Cumhuriyetleri'nde Türk tohumcuları olarak ciddi işler yapmaktayız ve ivmemiz yükselmekte. Gönül bağımız olan bu topraklara Türk tohumculuğunun imzasını atmak için çalışıyoruz. Sizleri de yanımızda görmekten memnuniyet duyacağımızı söylemek isterim.

Süs bitkileri sektöründe de yeterliyiz

Bizim için millî üretim yapmamız önemli. İstanbul ve Ankara'da gördüğünüz park ve bahçelerdeki bitkilerin %90'ı bu topraklarda üretildi. 10 sene öncesine kadar süs bitkisi ciddi bir ithalat kalemiydi. Antalya, Sapanca, İzmir bölgeleri süs bitkilerinde Türkiye'ye yetecek noktada.

Bizim geleceğimizsiniz ama sizler de buna inanırsanız başarılı oluruz. Burada olmaktan çok mutluyum. İleriki süreçte temaslarımızın devam etmesini isterim."

21 Mayıs 2022 - Kırşehir

 

 

Benzer İçerikler