BİR KİLOGRAM SAHTE TOHUM, AÇLIĞA NEDEN OLABİLİR / TÜRKTOB BAŞKANI SAVAŞ AKCAN

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan, KON TV’de canlı olarak yayınlanan Tarım Masası programında Recep Cingöz’ün sorularını yanıtladı.
 
TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan, sorulara yanıt olarak özetle şu mesajları verdi:
 
"Son 20 yılda Trakya’nın 3 katı büyüklüğünde tarım alanını kaybettik. Nüfusumuz ise hızla artıyor. Birim alandan daha çok verim almak zorundayız. Bu nedenle sertifikalı tohum kullanmak şarttır. 

Sertifikalı tohum verim ve kalitenin devlet tarafından verilmiş garantisidir. 

Sertifikalı tohum kullanmazsak ürünü ithal etmek zorunda kalırız. Küresel salgın döneminde paramız olsa bile ithalat yapamayabiliriz. Bunun sonu açlıktır. 

Çiftçi kendi ihtiyacı için ürününü eleyebilir ve tohum olarak kullanabilir. Ancak elenmiş, sertifikasız tohumun ticarete konu edilmesi yasaktır. 

Selektör dediğimiz eleme makinelerini köy köy gezdiren belediyeler, ziraat odaları ve diğer kurumlar bu tohumların ticarete konu edilmesine yol açıyorlarsa suç işliyorlar demektir. Bu durumun kontrol mekanizması Tarım ve Orman Bakanlığında. Bu yetkiyi bizimle paylaşmalarını talep ediyoruz. Bu konuda ilgili vatandaşlarımızın da duyarlı olmasını, şikâyet etmelerini bekliyoruz. Tarım İl Müdürlüklerine ve bizlere gelsinler. Biz konunun takipçisi olacağımıza söz veriyoruz. Göz yumulan bir kilogram sahte tohum, haksız rekabete yol açar, milli gelire darbe vurur, açlığa neden olur. 

Bitki üretim materyalleri konusunda (tohumluk, fide, fidan) alıcı ile satıcı arasında bir anlaşmazlık olursa, iki taraf Türkiye Tohumcular Birliği bünyesindeki Hakem Kurulu’na başvurabilir. Mahkemeye gerek yok. Kurulumuzun alacağı kararlar kanunen mahkeme kararı statüsündedir.

Çiftçimiz sertifikalı tohum kullansın diyoruz ama destekler 2015’ten beri buğday ve arpada dekara 8,5 lira… Diğer ürünlerde de bir artış yok. Ama masraflarımız artıyor. Tüm tarımsal girdilerinin yanı sıra tohumculuk özelinde tarla kontrol ücretleri 2005 yılında 10 TL idi, şimdi 125 TL. Analiz ücretleri 45 TL’den 300 TL’ye çıktı. Desteklerin miktarı kadar zamanlaması da önemlidir. En azından ürün ile tohum fiyat farkını kapatacak kadar destek verilmelidir. 
İthalata verdiğimiz parayı çiftçimizde destek olarak verelim. 

Tarım Şurası’nda tohumculuk ile ilgili konuların 2021 ve 2022 yılına bırakılmasını çok yadırgadık. Bunu da basın ile paylaştık. Daha önceki Tarım Şuralarının kararlarında da bakınız. Çok büyük bölümü aynıdır. 

Tarımda sorunlar belli. Masa başı sorun tespitlerini bir kenara bırakıp, sahada çözümlere odaklanmamız gerekiyor.  

Tarım sektörüne verilen desteklerin performans değerlendirmesini, etki analizini iyi yapmamız lazım. Tarım Kanununa göre GSYİH’nin %1’i çiftçiye destek olarak verilmeli. Ama bunun yarısı veriliyor sadece. Türk çiftçinin finans kurumlarına 150 milyar TL borcu var."

TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan, ata tohum, yerli tohum, milli tohum kavramlarını da bir daha anlattı.
 
Özellikle ‘ata tohum’ konusuna değinen Akcan, "Hep domates tohumundan örnek veriliyor. Domates tohumu bu topraklara 1850’li yıllarda girdi. 

Patates, mısır gibi ürünler de aynı şekilde. Atalarımız bunları yememiş. Üretilmemiş. O zaman bu ürünler için atalık tohum tanımlaması yanlış oluyor. İlkel tohum diyebiliriz.  

Biz tohumculuk sektörü olarak bu ilkel tohumları korumak zorundayız. Bu konuda projeler yürütüyoruz. Çünkü bunlar bizim milli değerimiz ve yeni nesil tohumları bir bu tohumlardan elde ediyoruz. Bitki ıslahı, çeşit geliştirmek temelde bu demektir. 

Tohum gen bakanlarımızda iki elin parmağını geçmeyen sayıdaki vatansever bilim insanlarımız ile birlikte bu tohumları korumak ve sektörün kullanımına sunmak için yoğun bir gayretin içindeyiz. 

Gelecek nesiller için çalışıyoruz."
dedi.

TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan, sorulara verdiği yanıtlar özetle şöyle devam etti:
  
"Tohumculuk sektörüne yönelik haksız ithamlar, sadece tohumculuk sektörünün değil, yüz binlerce çiftçimizin alın teriyle, emeğiyle, ekmeğiyle oynamaktır. 

Tüm yanlış iddialara her yayında teker teker yanıt veriyoruz. Gelin iddianızı ortaya koyun, kapımız açık diyoruz, gelen yok.

Tohumculuk, tarım sektörü içinde en başarılı sektördür. Dünyanın tohum tedarikçisi olma yolunda hızla ilerliyoruz. Bu ülkelerin içinde tohumculuk faaliyetlerine bizden 50-100 yıl önce başlamış olanlar da var. 

Bunu başarmamızın en önemli nedenlerinden biri tohumculuğun özel sektör dinamikleriyle hareket etmesidir. Biraz daha destek alabilirsek neler yapabileceğimizi siz düşünün. 

Biz artık yurt dışında tohum üretmek istiyoruz. Ülkemizdeki üretim maliyetleri bizleri çok zorlamaya başladı. Bizler örneğin buğday tohumunu Türk Cumhuriyetlerine ihraç ederken, üretim maliyetlerinin yüksek olmasının yanında birde çok yüksek navlun bedeli ödüyoruz. 

Bizim sertifikasyon sistemimizin ve tohum üretimi yasal düzenimizin Türk Cumhuriyetleri tarafından kabul edilmesine yönelik bakanlıklar tarafından yapılacak bir çalışma bizim elimizi çok güçlendirir. 

Maliyetlerimiz azalır ve gönül coğrafyamızla çok daha yakın iş birliğimiz olur."