Bitki Islahçıları Alt Birliği (BİSAB), Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB), Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) iş birliği ile pek çok özel kuruluşun desteklediği kongreye her biri kendi alanlarında uluslararası otorite bilim insanları davetli konuşmacı olarak katıldı.
Kongreyi 126’sı yabancı ve 283’ü yerli olmak üzere toplam 409 katılımcı takip etti.
19 ülkeden 190’ın üzerinde bildiri başvurusu yapılan kongrede 157 bildiri “Kongre Bilim Kurulunca” kabul edilerek sunuldu.
Kongrenin açılış ve protokol konuşmalarını Kongre Düzenleme Komitesi Başkanı Prof. Dr. Fatih Seyis, BİSAB Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜRKTOB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selami Yazar, TÜRKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir ve Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Dr. Metin Türker yaptı.
***
TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan özetle;
‘’Bitki genetik kaynaklarından, klasik bitki ıslahına, moleküler tekniklerden, modern biyoteknoloji uygulamalarına, iklim değişikliğinden, doku kültürüne, ıslahçı haklarına kadar 20’ye yakın ana başlıkta Yerelden Küresele Bitki Islahı ana temasıyla bir araya geldik.
Bizlerde Türkiye Tohumcular Birliği olarak, bulduğumuz her fırsatta tarımda bitki ıslahı başta olmak üzere tüm araştırma – geliştirme (AR-GE) çalışmalarına destek vermeye gayret ediyor, başta Tarım ve Orman Bakanlığımız olmak üzere bu alana destek veren tüm kurumlarımla iş birliği içinde oluyoruz.
BİSAB aracılığı ile bitki ıslahçıları kursları düzenliyor, 11 Mayıs Bitki Islahçıları Günü’nde konunun önemini her yıl gündeme getiriyoruz.
Sektörün bilimsel yayın açığını kapatmak için çalışıyoruz.
Tarımsal AR-GE’ye devletimizin verdiği desteklerin artması ve özel sektörümüzün kamunun imkânlarından daha çok yararlanması gerektiğini her platformda dile getiriyoruz.
Hepinizin bildiği gibi, ülkeler sadece tarımda değil her alanda ürettiği bilgi, teknoloji ve yenilikler ölçüsünde söz sahibidirler.
Tarımda da söz sahibi olabilmek için bilgi ve teknoloji üretme mecburiyeti vardır. İstenen düzeyde bilgi ve teknoloji üretebilmek için ise AR-GE çalışmalarına gerekli yatırımlar yapılmalıdır.
Ancak, ülkemizde AR-GE'ye yapılan harcamalar GSYH’nin ne yazık ki %1’i kadardır.
Bu oran G.Kore’de %5, Japonya’da %4, ABD’de %3, OECD ülkelerinde ise ortalama %2.5 ve AB ülkelerinde ortalama %2’dir.
Görüleceği gibi ülkemiz bu alana gerekli bütçeyi henüz ayırabilmiş değildir.
Özellikle iklim değişikliği, kuraklık ve pandeminin yeni gereklilikleri tohumdan ve tohumculuk sektöründen beklenenleri artırmaktadır.
Tarımın tohumla başladığı gerçeğinden de hareketle tohumculuk konusundaki AR-GE çalışmaları en üst seviyeye çıkarılmalıdır.
Tarımın en önemli girdisi olan tohum ve stratejik bir sektör olarak ortaya çıkan tohumculuk sektöründe milli politikaların geliştirilmesi için çalışılmalıdır.
Milli politika demek, en başta milli çeşit demektir.
Sertifikalı tohum üretimimiz 1,3 milyon tonu, süs bitkileri üretimimiz 2 milyar, fide üretimimiz 5 milyar, meyve ve asma fidanı üretimimiz 300 milyon adedi geçmiştir.
Tohum üretiminin %90’ı, tescil edilen çeşitlerin %77’si özel sektörümüze aittir.
Yerli ve milli üretimimizin, ihtiyacımızı karşılama oranı, stratejik ürünlerde %100’ün üzerinde, diğer ürünlerde ise %100’e çok yakındır.
Aynı başarı dış ticarette de yaşanmıştır.
Fidanda ve süs bitkilerinde zaten ihracatımız ithalatımızdan fazlaydı. 2021 sonunda fidanda %415, süs bitkilerinde %300 dış ticaret fazlamız vardı.
Tohumda %10’luk bir açığımız kalmıştı.
2022 yılının ilk 9 ayında tohum ihracatımız 150.8 milyon dolar, ithalatımız ise 137.8 milyon dolar oldu.
Yani tohumda da ilk kez ihracat ithalatı geçti.
Tohumculuk sektörü 2018 yılından itibaren dış ticaret fazlası veren, toplamda ihracatın ithalatı karşılama oranı 2021 yılı sonu itibarıyla %130 olan bir sektör konumuna geldi.
Bugün 121 ülkeye tohum ihracatı yapıyoruz ve bu ülkelerin içinde tohumculukta dünya lideri olan ABD, dünya ikincisi olan Çin, 3.sü olan Fransa da var.
İhracat yapmadığımız Avrupa ülkesi yok. Türk cumhuriyetleri, Orta Doğu, Körfez Ülkeleri ve Afrika’ya 2021 yılı sonu itibariyle 350 milyon dolarlık ürün sattık.
Ama biz artık tohumun kendisini değil, teknolojisini de daha yüksek oranda ihraç etmek istiyoruz.
Özel sektör başlangıçta genellikle tohumluk ithal edip kısmen kamu çeşitlerinin üretimini yapıyordu.
2004’te 5042 Sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun’un ve 2006’da 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu'nun yürürlüğe girmesi ile özel sektör tarımsal araştırma kuruluş yetkisine sahip bazı şirketler kendi ıslah programlarını oluşturdu.
Özel sektör kendi çeşitlerini geliştirmeye başladı ve aynı zamanda da kendi geliştirdikleri veya enstitülerde geliştirilen hibrit ve standart çeşitlerin üretimine yöneldi.
Ancak, AR-GE çalışmaları yüksek teknik bilgi, personel, ekipman, finans ve sabır isteyen, uzun süreli ve riskli bir iştir.
Bütün bu imkânları bir araya getirmek de zordur.
AR-GE yatırımlarının geri dönüş süresinin uzun olması, firmalarımızın genç ve sermaye yapılarının yetersiz olması özel sektörün bu konuya yeteri kadar ilgi göstermesini ve yatırım yapmasını engellemektedir.
Türk tohumculuğunun gelişebilmesi ve istenen seviyeye gelebilmesi kendi marka çeşitlerini geliştirip dünyaya pazarlayabilmesine bağlıdır. Bu nedenle sektörün çeşit geliştirme çalışmalarının desteklenmesi gerekmektedir.
Biz Türkiye Tohumcular Birliği olarak hem eğitim ve teknik hem de ekonomik anlamda elimizden geleni yapıyoruz.
Her geçen yıl daha güçlü bir sesle ‘’bu alanda biz de varız’’ diyoruz.’’ şeklinde konuştu.
***
BİSAB Başkanı Selami Yazar ise;
‘’Bitki Islahçıları Alt Birliği (BİSAB), 5553 sayılı Tohumculuk Kanununa dayanılarak 2008 yılında kurulmuştur. Tohumculuğun temeli olan bitki ıslahçılarının dayanışmasını sağlamak ve ülkemiz tohumculuk sektörünün geliştirilmesi ile sektörde faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişiler arasında mesleki dayanışma ve faaliyetleri kolaylaştırmak, tohumculukla ilgilenenlerin ekonomik ve sosyal haklarının korunmasına hizmet amacıyla kurulmuş tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur.
BİSAB'ın amaç ve stratejisi Güçlü ve Milli ıslah programları ile marka çeşitler geliştirerek uluslararası alanda söz sahibi olmaktır. Toplam üye sayımız 350’dir. Kurulduğu günden bugüne geçen 15 yılda tohumculuk sektöründe eksikliği çok hissedilen bitki ıslahçılarının yetiştirilmesi için Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü ile koordinasyon içinde bugüne kadar düzenlenen 13 adet bitki ıslahı kursunu 170 ıslahçı başarıyla bitirerek belgelerini almışlar ve sektörümüzün açığını büyük ölçüde kapatmaya katkıda bulunmuşlardır.
BİSAB Yaptığı faaliyetleri özet olarak: Bitki Islahı Kursları, Bitki Islahı ve Tohumculukla ilgili Yayınlar: Ulusal ve Uluslararası Bitki Islahı Kongreleri, 11 Mayıs Bitki Islahçıları Günü, Üniversitede okuyan gençlere Bitki Islahını sevdirmek ve farkındalık yaratmak için üniversitelerarası Dr. Vehbi Eser Ödüllü Makale Yarışması, Islah ile ilgili çalıştaylar ve Eğitim faaliyetleridir.
BİSAB, 2013 yılından bu yana Uluslararası Bitki Islahı Kongreleri düzenlemektedir. Bugüne kadar Antalya’da ve KKTC de düzenlenen kongrelere dünyanın 27 faklı ülkesinden yaklaşık iki bine yakın ıslahçı ve bilim insanı katılmıştır.
Dünyanın çeşitli ülkelerinden bilim insanlarının bir araya gelip bitki ıslahı ve genetiği konularındaki AR-GE ve üretilen bilimsel teknolojik gelişmelerin tartışılacağı, bilgi alışverişinde bulunulacağı 4. Uluslararası Bitki Islahı Kongresinin teması “Yerelden Küresele Bitki Islahı” olarak belirlenmiştir. Kongrenin konuları 11 ana başlık altında toplanmış ve Kongre ile ilgili Türkçe ve İngilizce olarak hazırlatılan web sayfası (www.intpbc2022.org) ile kongre duyuruları, Ulusal ve Uluslararası alanda ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla paylaşılmıştır.
Katılımcılarımızdan özellikle bir istirhamım var. Alanlarında temayüz etmiş bu bilim insanlarını boş bırakmayın, birlikte olun, soru sorun, ortak proje geliştirin.
İnsanoğlunun en temel ihtiyaçlarının başında beslenme gelmektedir. Son yıllarda dünyamızın yaşamış olduğu COVİD-19 pandemi süreci tüm insanlığa gıdanın önemini bir kez daha altını çizerek hatırlatmıştır.
Tohumluk olmadan hiçbir tarımsal üretim gerçekleştirilemez. İyi tohum da günümüz teknolojisini kullanarak gerçekleştirilen ıslah çalışmalarının sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Son yıllardaki gelişmeler göstermiştir ki her devlet kendi vatandaşının gıda güvenliğini sağlamak için gerekli bütün tedbirleri almakta, gerekirse ihracat yasakları getirmektedir.
Dolayısıyla, kendi toplumumuzun gıda güvenliğini sağlayabilmemiz için bitkisel üretimimizi yapabilecek kendi tohumluğumuzu üretmemiz bir zorunluluktur. Yüksek verimli, kaliteli, hastalıklara dayanıklı, tüketici isteklerine uygun çeşitler geliştirmekte ancak planlı, programlı günümüz bilgi ve teknolojilerini kullanarak yapılan ıslah çalışmaları sonunda elde edilmektedir. Bilindiği üzere ıslah uzun soluklu, zahmetli, sabır ve maliyet gerektiren bir iştir.
Türkiye'de bitkisel AR-GE faaliyetleri 1880’li yıllarda başlamıştır. Önümüzdeki yıl 100. yılını kutlayacağımız Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren çiftçilerimizin ihtiyacı olan kaliteli tohumu temin etmek üzere ilki 1925 yılından kurulan tohum ıslah istasyonlarının sayıları düzenli bir şekilde artmıştır.
Bugün itibariyle 48 kamu, 264 ü özel sektör olmak üzere toplamda 312 araştırma kuruluşu Tarımsal Araştırma Geliştirme ve ıslah faaliyetlerini sürdürmektedir. Özellikle 1940 lı yıllardan itibaren Kamuda çalışan Türk bitki ıslahçılarının özverili çalışmaları neticesinde ve 1980 yıllardan itibaren de özel sektörün araştırı kuruluş olarak devreye girmesi ile tescil ettirilen çeşit sayımız 9.450 bulmuştur.
Islah çalışmaları bitmek bilmeyen bir yarıştır. Islahçı istikrar ister, istiklal ister ve istikbal ister. Bu yarışta çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve seleksiyonda etkili tecrübeli bitki ıslahçıları ile alet - ekipmana sahip olmayan ıslah programları öne geçemez. Dolayısıyla yeni sermaye birikimi sağlamış yerli tohumluk firmalarımızın dünyada faaliyet gösteren diğer firmalar ile rekabet edebilmeleri için ortak ıslah çalışmaları ile güçlerini birleştirmesi gerekmektedir.
Bu aşamada Bakanlığımızın ARGE çalışmalarına olan destekleri en önemli konu olup bu desteklerin kamu ve özel sektörümüzün talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda gözden geçirilmesinde ve artırılmasında mutlak fayda görülmektedir.
Bu çerçevede BİSAB olarak elimizden gelen her türlü çalışmayı yapacağımızı ifade ediyor ve saygılar sunuyorum.’’ ifadelerini kullandı.
***
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir ve Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Dr. Metin Türker ise, konuşmalarında insan beslenmesi başta olmak üzere, insanlığın kültüründe en vazgeçilmez kaynak olan tarımsal üretimin kaynağının bitkisel üretim olduğunu, tohumculuğun ise tüm bu üretimin temelini oluşturduğunu vurguladılar.
Tohumculuğun ülkemizdeki önemi ve gelişimi hakkında verilen bilgilerin ardından tohumculuğun temeli olan bitki ıslahının vazgeçilmezliğinden söz eden konuşmacılar, bu kapsamda kongrenin gerekliliğini dile getirdiler.
Kongre, uluslararası çalışmaları ile “Bitki Islahı” çalışmalarına önemli katkılar sağlayan ve “Bitki Islahı” konusundaki çalışmalarına özveri ile devam eden davetli konuşmacılara şükran plaketlerinin sunulmasının ardından bildirilerin sunulmasıyla devam etti.
Ayrıntılar ve Kongre Bildiri Kitabı için tıklayınız
21-25 Kasım 2022 / Antalya